Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | mezar odası | burial chamber n. | ||
The Thessaloniki Summit ought not to become a burial chamber. Selanik Zirvesi bir mezar odası haline gelmemelidir. More Sentences |
||||
Archaeology | ||||
Archaeology | mezar odası | sepulchre n. | ||
The ancient tomb contained multiple sepulchres. Antik mezarda birden fazla mezar odası bulunuyordu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mezar odası | sepulture n. | ||
General | mezar odası | sepulcher n. | ||
Architecture | ||||
Architecture | mezar odası | crypt n. | ||
Archaeology | ||||
Archaeology | mezar odası | tomb chamber n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kemerli mezar odası (yeraltında) | vault n. |
General | genellikle yeraltında bulunan mezar odası | burial vault n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | mezar odası veya gömüt yapısında | sepulchrous adj. |
Social Sciences | mezar veya mezar odası ile ilişkili | sepultural adj. |
History | ||
History | (eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı | mastaba n. |
History | (eski mısır'da) altındaki mumya odası ile bağlantılı olan, düz bir çatısı olan yanları eğimli dikdörtgen şeklindeki mezar yapısı | mastabah n. |
Archaeology | ||
Archaeology | hristiyanlık öncesinde görülen taş tabut veya mezar odası | cistvaen n. |